Satılan her buhar kazanı geleceğe umut oluyor. Eçev ile yapmış olduğumuz bu ortak eğitim burs projesinde siz değerli çözüm ortaklarımız ile öğrencilere burs imkanı sağlıyoruz.
Eğitim, sağlık ve çevre alanlarında sürdürülebilir projelere destek vererek toplumsal kalkınmaya katkı sağlıyoruz. Çalışanlarımıza adil iş koşulları ve gelişim fırsatları sunarak onların refahını ve mutluluğunu önemsiyoruz.
Toplumun çeşitliliğine saygı duyarak, herkesin potansiyelini en üst düzeyde kullanabileceği bir iş ortamı oluşturuyoruz. Sürdürülebilirlik ilkelerini iş yapış şeklimizin temeline yerleştirerek çevresel etkilerimizi azaltmaya odaklanıyoruz.
Yerel topluluklarla işbirliği yaparak, onların ihtiyaçlarına uygun çözümler üretiyor ve destek oluyoruz. İş ahlakına ve yasalara tam uyum içinde hareket ederek dürüstlük ve şeffaflık ilkesini benimsiyoruz.
Sosyal yardım ve bağış programlarıyla dezavantajlı gruplara destek oluyor ve sosyal adaleti teşvik ediyoruz. Bilgi ve kaynaklarımızı paylaşarak, bilimsel ve teknolojik gelişmeye katkı sağlıyor ve bilgi paylaşımını teşvik ediyoruz.
Sosyal sorumluluk anlayışımızı sürekli olarak gözden geçirerek daha etkili ve kapsayıcı bir şekilde hareket etmeye çaba sarf ediyoruz.
Türkiye 1994 yılında, TEMA Vakfı’nın yıllardır birlikte anıldığı “Türkiye Çöl Olmasın!” sloganı ile tanışmış ve slogan o dönem toplumda büyük yankı uyandırmıştı. Önlem alınmadığı takdirde, ülkemizin çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu ilk kez bu kadar yüksek sesle dile getirilmişti.
TEMA Vakfı 29 yılın ardından insan faaliyetlerinin neden olduğu ekolojik tahribatların ve bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük tehdit olan iklim krizinin şiddetinin artması nedeniyle bir kez daha “Türkiye Çöl Olmasın” diyor ve iklim krizi, erozyon, çölleşme ve kuraklığın ülkemizdeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre; iklim krizinin sebep olduğu, dünyanın ortalama sıcaklığındaki 1.1°C artış iklim krizinden en çok etkilenecek yerlerden biri olan ve ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nda, dünyanın geri kalanına göre %50 oranında daha fazla yaşanacak.